Sayfalar

2010-11-15

"Hong Kong'lu Kontes" Birini Ben Kurtardım:)



Bu aralar kendimi eski filmleri oradan buradan toplamaya ve izleyemeye vermiş durumdayım. Ufak bir sorun var ki bu nadide koleksiyon parçalarını bir araya getirmek biraz güç oluyor ama daha yeni başlıyorum;)


Zaman zaman büyük kitap, elektronik vs. marketlerinde hani büyük sepetler olur yaa (gerçi kime söylüyorum çok zaman içine düşmüşüzdür ya da düşeceğiz:) içlerini promosyon ürünleri ile doldururlar... İşte o sepetlerde bulabiliyorum benim için altın değerinde olan bu filmleri. Komik gelir sana hep biliyorum ama ben hala o filmler için üzülürüm. Hayatının en popüler zamanında tüm dergi ve gazetelerde yediği içtiği takip edilen, el üstünde tutulup pohpohlanan artistler gibi onlarda zaman geçtikçe sanki değerleri düşmüş gibi usulca raftan indirilip fiyatı yarıya indirilmiş sepetin içinde ordan oraya alınmayı beklerler. En sevdiğim filmlerden birini orada gördüğümde önce bu filmin burada ne işi var diye homurdanmaya başlar, tüm sepettekileri toplayıp almak isterim:)


O sepetlerden birinde görünce "ben bunu izlememişim" dediğim bir filmi bugün izledim. Filmi TV de vermişlerdir diye düşünüyorum ama belli ki ben yetişememişim. Filmin oyuncuları, yönetmeni, senaristi ve çekim yılı itibari ile zaten beni al diye bağırıyordu. Eski Türk filmi tabiri ile saza düşmüş eski bir artisti kurtarmış ve layık olduğu yere koymuştum, arşivime:)


  
Hong Kong'lu Kontes ~ A Countess From Hong Kong

Yapım:
1967 ~ ABDİngiltere
Tür:
KomediRomantik
Yönetmen:
Charles Chaplin
Oyuncular:
Marlon BrandoCharles ChaplinSophia LorenTippi HedrenPatrick CargillMichael MedwinOliver JohnstonSydney Chaplin
Senaryo:
Charles Chaplin
Charles ChaplinJerome Epstein
Görüntü Yönetmeni:
Arthur Ibbetson
Müzik:
Charles Chaplin
Süre:
2 saat


Heralde filmin künyesinden neden bu kadar çok beni çektiğini sen de daha iyi anlayabildin.
Filmde belli yaşlarını çok çok iyi bildiğimiz karakterler o kadar genç ki, Sophia Loren çizilmiş dudakları, çekici gözleri  ve anlamlı bakışları ile büyülüyor. Marlon Brando konusuna gelince gençliği çok etkileyici. Google dan bir bakmanı tavsiye ederim. Ha dersen ki o hep etkileyici, haklısın derim:) Belki garip bir yorum ama özellikle gençliğinde çok asil bir erkek görüntüsü içinde böyle asi değilde, sokak çocuğu gibi bir ruhu da barındırdığını da hissettiriyor en azından bana bunu hissettiriyor:)
Charles Chaplin'in sinemaya veda ettiği film olmasından dolayı da sinema tarihi açısından önemlidir.  




Hemen hemen bütün film 2 odanın içince geçse bile film hareketli bir senaryo ve başarılı bir kadroya sahip ki inan hiç bir şeyin eksikliğini hissetmiyorsun:) Senaryo gayet basit. Bir kadını Hong Kong'dan Amerika' ya kaçıracağız deyip sonra diğer olaylar ve karakterleri içine işlemiş gibi. Bir çok filmde böyle olabilir ancak bu filmde o kadar güzel ve yalın çizgilerle ayrılabiliyor ki..


Film akıcılığı, sadeliği ve direkt anlatımı, zorlamadan geçirttiği güzel vakit ve yineliyorum harika kadrosu ile benden geçer not aldı:) Hani bu önemli mi evet önemli çünkü arşivimde yüksek rafta ön sıralarda yer almayı hak ederken belki birihtimal senin filmi gördüğünde merak edip almana sebep olacak;)


PS: Gittiğin zaman lütfen benim için sepete bir bak. Bu yazımızda LİNK  filmle de ilgili bir karakterin canlandırdığı bir karakterden tanıdık gelecek. Hah bu arada Charles Chaplin'in annesinin babasının sirkte çalıştığını hatta onun da bu sirkte doğruğunu biliyor muydunuz??


2010-11-05

Ölmeden Önce...


Son bir kaç senenin yeni karın ağrılarından biri işte karşınızda "ölmeden önce yapılması gereken, okunması gereken, gezilmesi gereken vsssss.... Kitapçılara girip keyifle karıştırırız yoo yooo hatta alırız güzelce yaptıkca tikleriz.
Heey nasıl bir kabullenmedir bu! Tamam kabul ediyoruz "her canlı ölümü tadacaktır" daaa hani artık öyle yaşamımıza girdi ki bu tabirler robotlaşıp ölüme kurulmuş gibi hani o zamana kadar ne yaptın yaptın mantığına da pek bir alıştık:) Gördüğümüzde içimizi ürperten bu cümle şimdi her yerde "ölmeden önce tırıvırı..."

Aslında bu başka bir açıdan baktığında da harika bir pazarlama stratejisi, ortak nokta, madem herkes ölür ve bu her insanı biraz da olsa ürkütür yaa iştee doğru yerdesin!! Ah beaa nasılsa sonu belli bari ölmeden bakalım ne yapabiliriz :)

Bu konuya nerden geldim facebookta bir gruba az önce üye oldum. Bilinçli facebook kullanıcısı olan ben hemmen gruba girip incelemeye başladım, ahaa harika! Film replikleri, filmlerin en çarpıcı tekrar tekrar izlenilesi sahneleri. Grubun adı  "Ölmeden Önce İzlenmesi Gereken Filmler". Belli bir kalitesi de var, zaten bu başlık altında yapılan işler de genelde başarılıdır ona lafım yok hatta bu da gayet başarılı...


Bu duygusal açılımımdan sonra olaya giriyorum, ben bu filmlerin çoğunu izlemişim, şimdi izlemediğim bir kaç filme daha çentik atıp geri kalan zaman için vakit mi doldurayım?
Yoksa yeni bir kitap edinip şu içinde Ay da poponu güneşe verip uzayı izlemek, Çölde 5 gün aç susuz yürüyüp serap görebilmek falan gibi bir yapılacaklar listesi mi hazırlamalıyım?
Bir sorunum daha var hadi bu olayı filmde tutturduk...


Ölmeden önce yapılacak 101 şey 100 e geldin ya "bunların hiç biri benim istediklerim değil ki" deme ihtimalini ne yapacağız?...



Düşünsene sen artık iflah olmaz bir dağcı, gastronom, astronot, gezgin, fotoğrafçı vss vss oldun, bu arada tüm bunları bir ailen ve işin ile birlikte yürütmen de çok zor... Gerçek şu ki o yazdıkların benim ölmeden önce yapmak istediklerim olmayabilir ve sen beni umurumda bile olmayan bir maceranın pardon bir de değil 101 maceranın içine atıyor olabilirsin:)


Şimdi bence şunu yapalım madem ölümü bu kadar kabullendik tamam ama biz hayat boyu yapmak isteğimiz en uçuk şeyleri yazalım ve bunlar bizim 101 imiz olsun. İstersen benimle de paylaşabilir hatta harika olur, 101 e tamamlanması gerekmiyor... Hem güzel olur kendi 101 imi halen tamamlayamadım öyle iç açıcı bir şeyler bulabilirsen kopya çekebilirim:) Bu arada yapabilitesi olan bir şey olacak diye kendini zorlama bak adam "Everest' de uçurtma uçurma riskini göze alabiliyor. Sen de uçur uyumaaaa:)) Hayallerini ve tutkularını da hafife alma, unutma onlar olmazsa ölmeden önce saçmalama lüksünü kendinden esirgemiş olursun!!...
"Sonsuza dek yaşayacakmışcasına hayal et, yarın ölecekmişcesine yaşa.." Bakalım ne olacak...


PS: Sevgili d.k.a vizyona henüz girmeyen filmi herkesten önce bana özel olarak izlettirdiğin için teşekkürü borç bilirim. Özeldi, özelsin... Evet şarkımız nedir diye soruyosun o halde güzel ve özel bir ses LİNK'te...