Romantizm aslında çok anlama gelen ancak basılı ve görsel yayınlar sayesinde belli kalıplar içine tıkıla tıkıla sığdırılmış içi dolu turşucuk bir kelimedir.
Bizim bildiğimiz romantizm tanımından test:
Romantik - Yemek
mum ışığında yemek:
Mum ışığına bayılırım bilirsin gözlerimde bilmediğim bir problem olduğundan fazla ışık sinirimi bozduğu gibi televizyonu da az ışık ya da karanlıkta izlerim; sinemayı çok sevmemin nedenlerinden biri bu olabilir :) Perdelerim hep kapalıdır. Annem vampirlerle bir bağım olabileceğini iddia ediyor ki ikimiz de aslında var olmadıkları konusunda hem fikiriz...
Tüm bunlara rağmen mum ışığında yemek yemem, yediğim yemeği görmediğim bir platformda "acaba ne bu" kaygısından tedirginlikle hayata devam edemem. Bilirsin yemeklerin içinden zaman zaman yabancı maddeler çıkabilir ki düşünmek bile kilitlenmeme sebep oluyor...
akşam yemeği:
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhFsqUQBhOaV6qDad4JO8iGOBBnNgRdYJWP9iG0xlXivgPsfufVf-J-h11WFDnlew3JGCEHTqcgB3EDcf5VHKZKJ4YAdgQuaoTA9dJDHV59_P9w0w4fdy03BU8r_jGvxlvCQ8spQCwz-bl6/s320/romantik+g%C3%BCn+bat%C4%B1m%C4%B1+%C5%9Farap.jpg)
İkisi de keyifle yavaş yavaş içilen içkiler değil mi?
Neyse zaten bilindik bir marka olan şarap tadılır ve müsaade sonunda kadehlere konulur.. Herhangi bir markette satılan şarabın iki saat tadım seremonisini izlemek, üzgünüm ama romantik değil hatta komik :)
yatakta kahvaltı:
Çiftlerden biri kalkar; evde ne varsa hazırlar süsler bir tepsiye koyar ki genelde Amerikan filmlerinden gelen bir gelenektir. Bir takım arkadaşlar notebook için tasarlanmış özel tasarımları da bu iş için kullanıyormuş. Yatakta yemek yediğinde karabasan basması gibi riskler olduğu söylenerek büyütülen bir toplumun çocukları için ne romantik dakikalar. O kısmı umurumda değil de üzgünüm yatakta yemek yeme fikri benim gibiler için çok itici; yumurtanın ya da reçelin çarşafa bulaşma fikri de.... Yine olmadı...
yemek hazırlamak:
Sevdiceğine yemek hazırlamak gerçekten hoş bir ayrıntı kesinlikle kabul ediyorum da o yine ilk zaman romantizmidir. Eşlerden biri saatlerce yemek hazırlar, ötekisi de tüm gün stres, yorgunluk ve bir dünya insanla mücadele vermiş bir şekilde eve gelmiş... Tüm gün hazırlanan yemek önüne taştan yumuşak neyi koysan yemeye hazır kişi tarafından itina ile mideye indirilir.. "afiyet olsun".... Tatlı nerede?... Dediğim gibi ilk zamanlar keyiflidir, ne yapsan "harika" tepkisi veren partner zamanla anneminki daha güzel oluyor ya da bunun tuzu yok gibi tepkiler verebilir ki dikkat et; romantizmin değil kavganın başlangıcındasın!.. Birlikte yemek yapmak keyif verici olabilir ki mik mik aylarında tadından yenmez :) Benim sonucum sevdiğim herhangi birine yemek yapmak keyiflidir ama romantik değildi..
Romantik: Hediye
Oyuncak:
Kadınlar genelde erkeklere oyuncak hediye almaz alırsa da ayı (ki manidardır), belki sevilen bir film, anime her neyse karakteri falan alırlar.. Erkekler sever nedense oyuncak hediye almayı kolaylarına gidiyor olabilir ya da partnerini oyuncak sevimliliğinde buluyor olabilirler. Senin oyuncak hediye almayı sevdiğini biliyorum ama eski erkek arkadaşlarından gelen tüm oyuncaklarını üst üste koyup sarılarak uyumanı pek sağlıklı bulmuyorum :) Kadınların çoğu evet sever oyuncağı da sevimli bir şey bu pek romantik bulamadım. Ömrüm boyunca çocuklar dışında oyuncak hediye etmedim, hediye edilen oyuncaklara gelince o konuya hiç girmesem iyi olur ama şu kadar söyleyebilirim odamda hiç oyuncak yok.. Bu da olmadı..
Çiçek:
Ömrüm boyunca bir kadının bir erkeğe çiçek verdiğini görmedim... Bu sahneyi görmek ister miydim? Evet, hatta şaşkınlık anını karelemek bile isterdim :) Bu diğer klişelerden daha sevimli geliyor, yani çiçek.. Çiçek de sokakta verilmemeli onun da bir adabı var; eve göndermek. Al bu çiçek demek de itici gibi ama bilmem kaç yıl evli kaldığın da eve gelirken arada bir eline bir çiçek takıp gelmesi fena olmaz. Çiçek ayrıntısında hemen laf sokmaya başladığıma göre hala romantik olabilmek için az da olsa şansım var :)
Çiçek, pırlanta vs. kişiye özel ayrıntılar dikkate alınarak seçilmelidir, başka bir yazımda bunlarla ilgili ip ucu verebilirim.... Her kadın orkide sevmez ne bileyim bazısı kır çiçeği ya da mimoza sevebilir, oyuncağa gelince vazgeçin şu sevdadan :))
Romantizm: Sandal sefası güncel haliyle yat kim bilir belki kano
Sandal olayına hiç girmeyeyim çünkü her seferinde aklıma Jaws türevi filmler geliyor, çok gergin bir bekleyiş :) Senin bir hikayen de aklıma geliyor ki ortamı yumuşatıyor; erkek arkadaşınla 20'li yaşlarda çıktığın bir sandal sefasında küreklerden birinin denizde veda etmesi üzerine şuh kahkahalarla başlayan gecenin surviver tadında kıyıya saatler süren ulaşma maceranız.. Şimdilerde çok güldüğümüz bu hikayeyi o tarihlerde anlatırken korkudan göz bebeklerin büyüyerek anlatıyordun o ayrı.. Neyse bir yaz akşamüstü sizin için hazırlanmış bir yatta boğazı usulca kayarak geçmek bir saniye ağzıma göre romantik bir ayrıntı yakaladım hem çok klişe de değil; gittikçe romantik olmaya yaklaşıyoruz ama hiç belli olmaz :)
Müzik ve Dans:
Tamam bulduk hafif alınmış alkol ve şu an çalan gibi bir müzik.. Evet evet romantik bir klişe.. Tamam şu ana kadar klişelere çok söylenmiş olmam hepsinin de dalga geçer nitelikte olduğunu göstermez, gerçi bu maddeyi biraz daha uzatırsam kesin buna da bir kulp takarım ki içgüdüsel olarak kulp geliyor....
İnternette bu konuda hakkında biraz surf yapınca gözlerime inanamadığım tanımlar, yorumlar ve açıklamalar gördüm, insanların romantik diye nitelendirdiği bir kaç ayrıntı;
* bana göre sevgilimin duştan çıkınca üşümeyim diye pijamalarımı kaloriferin üstüne koyması yüzlerce gül yollamasından daha romantiktir.
* kar yağınca hasıl olan elele yürüme ihtiyacıdır,
* dönme dolaba biz üstteyken durur belki diye binmektir,
* buğulu cama sevgilinin adini yazmaktır,
* ay ışığı altında pikniktir,
* karda, yağmurda el ele yürümektir,
* sevgilimin kapılarımı açmasıdır,
Bunların yanı sıra Türk filmlerinde olan ayrıntılar da mevcuttur tabii ki;
* ağaçlar arasında kovalamaca oynayan çiftler ki Banu Alkan'nın karda koşan versiyonu da mevcuttur,
* şömine önüne serilmiş post üzerinde yakınlaşmalar..
Birebir giyinmenin romantizmini yaşayanlar var mesela bir yere kadar okey aynı spor ayakkabıyı giyersin de kadının kıyafetine uyumlu kravat ve mendil takmak mesela uyum da bir yere kadar. Hanım eflatun giydi diye ne olur alakasız renk takımınla eflatun kravat yanına da olayı katmerlendirip renk mendil takma canım hiç gerek yok!..
Victor Hugo romantizmin başlarda yayılmasa büyük katkısı olan isimlerin başında gelir. "Romantizm, insanın yaratma özgürlüğü önündeki her şeye karşı durur. "En iyi kural, kuralsızlıktır" diyen romantikler, insanın duygularını, düş gücünü hayata geçirmesini ve insanı düzeltmenin toplumu düzeltmekle olabileceğini savunurlar.
Eserlerde duygu ve hayallerin coşkunluğu ön plandadır, belli düzenlere uymayı reddetmişlerdir.
Romantikler önce, Klasisizmin akla ve sağduyuya verdiği önemi reddedip duygu ve hayale değer verdiler. "Deha akıldadır." diyen Klasiklere, "Deha yürektedir." karşılığını verdiler.
"Romantiklere göre "İnsan başkasına yükleyerek, ancak kendi kalbini tasvir eder; deha anılardan oluşur." Elbette böyle düşünen sanatçı, işe kendini anlatarak başlar.
Süse ve sanata değer verdiklerinden, benzetmeler, mecazlar eserlerde büyük yer tutar, özellikle doğa manzaralarının betimlenmesine büyük değer verilir."
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhBcf1A3QTLp2eWBvIsIJgehgBsi2CmT6nn521KXU0LYDr3CNtZQCyMC6JjhX957R4zixNmRNT9SvxOnwF_Uak8HK7RmsVQN_VXOWqM_UXTZK8McsJcIl6m27j3Qu-fBUBKf8AheUMuwK1e/s200/Caspar_David_Friedrich_romantizm+ak%C4%B1m%C4%B1+ressam.jpg)
Romantik akımın edebiyat alanında belli başlı temsilcileri; Goethe, Schiller, Coleridge, Wordsworth, Montesquieu, Jean Jacques Rousseau, Lamartine, Victor Hugo, Voltaire, Lord Byron, Puşkin'dir. Türk edebiyatında özellikle Tanzimat döneminde etkileri görülmektedir; Namık Kemal roman ve tiyatrolarıyla; Ahmet Mithat, ilk romanlarıyla; Recaizade Mahmut Ekrem, şiirleriyle; Abdülhak Hamit, tiyatrolarıyla bu akımdan etkilenerek eserler vermişlerdir. Edebiyat ve tiyatro aranlarında saydığım bu isimlerin yanında bu akımdan; Goya gibi resim sanatında, Beethoven gibi müzik alanında da romantizmin bir çok etkin ismi vardır haliyle de birbirinden güçlü eserler ortaya koyulmuştur.Araştırırken bulduğum keyifli örneklerden biri de; (düzeltmeden koyuyorum)
"namık kemal'in neresi romantik yaa? hiç de romantik diyil bencee?"
4. sınıf öğrencisi - 2011 Ocak
Mümkün olduğunca az ve öz bilgi vermeye çalıştım bu konuda ama aslında çok kullandığımız bu kelimenin gerçekte ne olduğunu bilsek fena olmaz diye düşünüyorum... Dediğim gibi zaman geçtikçe bu akım nasıl bir mutasyona uğrayıp mum, çiçek, şarap, şömine gibi şekillere geldi ben de bilemiyorum. Şikayetçi de değilim aslında insanları mutlu ediyor sonuçta, sadece önümüze konan her şeyi hapur hupur tüketmek yerine arada bir parmaklarımızı dokundurup "acaba ne" desek fena olmuyor :)
Gelelim günümüze ve klişelere; araştırmalarım ve kendimce yaptığım test sonucunda kendimi partnerine bağlı yarı romantik ilan ediyorum ki ne anlama geldiği romantizm akımından daha derin :)
Az erkek romantiktir çünkü şu gerçeği kabul edelim erkeğin doğasında aslında genetik olarak yoktur. Zaman içinde geliştirmiş olabilir, sanata çok duyarlı olabilir ya da karşısındaki kadını gerçekten istiyor olabilir. Ancak bayanlar şunu unutmayın ki "sokma akıl kırk adım" derler. Ben erkeğin evrimini hızlandırırım diyorsanız tabii ki meydan sizindir ;)