Televizyonda çok kereler gözünüze çarpmıştır bu film, 1963 yapımı... Geçen ucuzluk sepetindeydi, bunun burada ne işi var dediğim filmler arasındaydı. Başrol oyuncuları çarpıcıdır; Audrey Hepburn, Cary Grant...
Audrey Hepburn hakkında söylenecek çok söz vardır ama şimdilik filmdeki tarzının her zaman olduğu gibi etkileyici olduğunu söyleyebilirim. Şirin, çekici ve baştan aşağı stil...
Bildiğin gibi filmlerin ayrıntı konularına girmiyorum onu izleyip yaşama zevkini sen yaşamalısın.
Sorarım sana filmleri efsaneleştiren biraz da müzikleri değil midir?
Bilirsin sen, bu konuda kim açık ara farkla en öndedir??
.............................
HENRY MANCINI
.............................
Bu filmin de şahane müziği yine ona aittir. O yıllarda yurdum sanatçılarının söylediği tüm şarkılar zaten yurt dışı menşeli olduğundan tabi ki bunu da Sayın Ajda Pekkan pas geçmeden seslendirmiştir. Onu da İstersen LİNK ten dinleyebilirsin.
HENRY MANCINI demişken müziğini yaptığı bir kaç efsanenin en azından adını geçirmeden olmaz; peter gunn, midnight cowboy, a hard days night, komser colombo, pink panther, breakfast at tiffanys, love story bunlardan bir kaçıdır.
Filmin sonu sürprizle biter ama her ne kadar bilinse de tekrar tekrar izlenilesi lezzettedir. Tavsiyem yağmurlu bir günde tatlı tatlı battaniyeye sarılıp izlemendir... Yani ben öyle yaptım, oldu:)
Belki filmden ufak bir kesit görmek istersin diye veriyorum LİNK'i....
PS: Acaba bir süre eski filmleri mi izlesek? Biraz bu günden uzaklaşmaya ve duygularımızı geri kazanmaya ihtiyacımız var sankiii...
0 yorum:
Yorum Gönder