Sayfalar

2011-12-18

Bu maskenin altında bir yüz var ancak benim değil!... "V"



 
Yazmanın ve konuşmanın çoğu zaman kolay olduğu bir dünya benim dünyam ama bazı durumlarda kilitlenebiliyorum ki bu da onlardan biri. Hani bazen herhangi bir şey hakkında söyleyecek düzinelerce lafınız vardır da konuşmaya başladığınızda ağzınızdan kelimeler bir türlü çıkamaz yaa işte onun gibi... Söyleyecek çok şeyin olması ve bir türlü hangisinden başlayacağını bilememenin verdiği kaybolma hissi, sonunda yorulup, pes edip ertelemek ya da tamamen yutmak... Bu yazdıklarımın nereye çeksen oraya gideceğini bildiğimden konuya hemen açıklık getirmek istiyorum, uzun süredir "Vendetta" hakkında yazmak istiyorum..


Filmi kafamın karışık olduğu zamanlardan birinde uzun süre aradan sonra yeniden izledim. Film aslında çizgi romandan uyarlanmış, ben bunu yeni öğrendim mesela... "Tüü rezil, nasıl bilmezsin?" diyebilirsin ki hayata bildiklerim kadar bilmediklerimi de bağıra bağıra haykırabilirim, kime ne? Ayrıca herşeyi biliyor olsam yaşamak için sebebim kalmazdı. Bilmediklerim beni hayata güçle bağlıyor, bilme inancı yaşamımın sonuna kadar beni ayakta tutacak ki evet yeniden söylüyorum V aslında çizgi romanmış, yeni öğrendim!

V'nin oyunculuğu için çok şey söyleyemeyeceğim çünkü benim için yüz mimikleri ve bakışlar büyük etkendir bir aktörü değerlendirmek için. Filmde maske taktığından aktörlüğünü çok yorumlayamayacağım ama haksızlık etmek de istemem keskin tavırlı, çok hoş... Natalie Portman için ise kelimeler yine kifayetsiz...

Filmi izlemişsindir diye düşündüğümden (izlemediysen görevin hemen DVD'sini almak ve okumayı bırakmak) yine kendi uslubumla aralara replikler alarak yavaş yavaş kanına yeniden izleme dozajını karıştıracağım..

Senin de bildiğin gibi filmin esas çerçevesi "intikam" ama düşündüren replikleri ve beni çok çok etkileyen farklı aşk hikayesi ile sarsıcı... Günümüzle ilgili anlayabilene aslında çok çok büyük ve etkili mesajlar verdiğini de açıkca söyleyebilirim. Aklı salim her izleyicinin neyi kastettiğimi anlayabileceğini düşündüğüm mesajlar içeriyor ki bunları burada açmak çok farklı konulara bizi alıp götürür ki illaki bir misyonum olacaksa parmakla göstermek benim için kafi. Böylesi durumlarda hep ne derim bilirsin;

"Parmak cenneti gösterirken sadece aptallar parmağa bakar"

Hoşuma giden ayrıntılardan biri de bir kaç sahnede Monte Cristo Kontu'nun izleniyor olması.. Monte Cristo Kontu baştan sona cayır cayır bir intikam hikayesidir, etkili repliklerinden vs. değildir bu filmde olduğu gibi sürükleyen kısmı. Hani öylesine tıkır tıkır işleyen bir planla o intikam alınır ki geriye suratta kısık gözle sinsi bir gülümseme bırakır hah tabi yanında gönüllerde nane ferahlığı da cabası..

fikirlerin gücüne bizzat şahit oldum.
fikirler adına öldürülen ve
fikirleri savunurken ölen insanları gördüm.
yalnız,
bir fikri öpemezsiniz,
ona dokunamazsınız,
veya onu tutamazsınız.
fikirler kan ağlamaz.
onlar acıyı hissetmez.
ve onlar sevmez.

ben o fikri özlemiyorum, o adam, 5 Kasım'ı bana unutturmuyor.
hiç unutmayacağım bir adam!!

Yüzünü göremediğin birine aşık olmak nasıl bir şey diye çok sorgulamıştım hatırlarsan.. Şimdilerde düşününce neden olmasın? diyorum. Farklı bir şey; bir karaktere aşık olmak, ruhunun çırpınışlarına, sana gösterdiği özene, sabırla dinleyişine, dinleyişine ve yorumlayıp sana desteğine, senin için direnişinee... İki insan arasındaki dişlilerin tüm bunlarla tık diye birbirine oturabildiğini iyi biliyorsun..

Eminim üst paragraftaki kadına gösterdiği özen kısmı da yine sana hadi cnm dedirtti ama evet kesinlikle hala düşündüğüm bir çoklarının aksine zekice özenli olduğu.

V filmin esas kadınını küçük oyunla bir hücreye kapatır ki aslında onun evinde bulunan bir bölmedir burası.. En çok etkilendiğim bölümlerinden biriydi bu sahne, waaww dedim çünkü kadına böyle bir şey yapmasının tek sebebi kadının ona bir replikte "korkuyorum" demesi, onu arındırmak ancak bir travma yaşatarak mümkün olması. Türlü işkencelere maruz kaldığı ve farklı bir pencereden bazı şeyleri görmesini sağlayan hayali hücre arkadaşıyla geçen hücre hapsinden kurtulabilmesi için iş birliği yapması yeterliydi ama o direndi "beni öldürebilirsiniz, hazırım  reddediyorum" dedi. Söylediği anda özgürsün diye bırakıldı evet o özgürdü çünkü ruhu artık özgürdü...

Şimdi soruyorum, hayatında kaç kişi sana korkularını yenmen için öyle ya da böyle destek verdi?? Evet uyguladığı yöntemin çok normal olduğunu savunmuyorum ama kaç erkek ya da kadın yüreklice tuttu elini! Günümüz için cevabı zor bir soru seni de anlıyorum..

“Beni dinle, Evey. Hayatının en önemli anı olabilir bu. Ona sahip çık. Anne ve babanı senden aldılar. Erkek kardeşini senden aldılar. Seni bir hücreye tıkıp, hayatın hariç sana ait olan her şeyi senden aldılar. Ve sen de yaşadığın için şükrettin, öyle değil mi? Sana bıraktıkları tek şey hayatındı, ama değilmiş, öyle değil mi? Ve başka bir şey buldun. O hücrede, senin için hayatından daha çok değer verdiğin bir şey buldun, çünkü istediklerini vermediğin takdirde seni öldürmekle tehdit ettiklerinde ölmeyi tercih ettiğini söyledin. Ölümünle yüzleştin, Evey. Sakindin. Serinkanlıydın. O sırada hissettiğini şu anda da hissetmeyi dene.”
Evey o sırada hissettiğini şimdi ve bundan sonra da hissederek,V’nin başlattığı devrimin öncülüğünü üstlenerek “yıkım”dan sonra “yapım”ın mimarlarından olmuştur.

Biz filmde V’nin toplumu dönüştürdüğü kısmı izleriz. Ancak hepsinden önemlisi V’nin kendini nasıl dönüştürdüğüdür. Evey işkenceden sonra V’ye ondan nefret ettiğini söyler. V de Evey’e şöyle cevap verir:
“İşte bu yüzden! İlk başta ben de sebebin nefret olduğunu sanıyordum. Tek bildiğim nefretti. Nefret bana yeni bir dünya kurdu, beni tutsak etti, yemeyi, içmeyi, nefes almayı öğretti. Damarlarımdaki yoğun nefret duygusuyla öleceğimi sanmıştım. Ama sonra bir şey oldu. Bana olan şeyin aynısı sana da oldu.”

Hayata geri döndüğümde bakıyorum da evet zaman zaman nefret, dibe vurma vs. bize yeni dünyalar kurduruyor mu kesinlikle evet... Bazılarımız nefretimiz, kızgınlığımız, kendimizce dibe vurmuşluğumuzla kendimizi bir hücreye kapatıyoruz, yardım etmeye çalışanı da zihnimizin başka başka hücrelerine... 

Bu işkencenin içindeki özeni artık daha iyi anladığından şimdi "keşke çevremde yapım için yıkabilecek yürekte, zekada ve güçte biri olsa" diyosun, keşke...

Bir de sonrasında senin çok beğendiğin yağmur sahnesi vardı ki pek bir Hollwood kokuyordu, yani bence... Filmlerin bazı sahneleri vardır yaa hani ağlatmak, güldürmek ya da korkutmak için her türlü imkan mevcuttur ve senin bir tek görevin vardır; doğru atılan pası geri karşılamak! Amacı bariz belli... Etkilendiğini iyi biliyorum, napalım bu benim blogum ancak ilk damlanın düşüşünün çekim açısı iyiydi, hak veriyorum...

Gereksiz abartılmış sahneleri var mı evet var ama göz tırmaladığını söyleyemem hatta çizgi romandan uyarlanmış bir film için bence çok bile gerçekçi. Gerçi çizgi roman severler filme hiç ısınamamışlar okuduğum kadarıyla... Aman hep beğenmeyen birileri mevcuttur zaten.


"remember, remember, the fifth of november......."

Film hakkında söylenecek çok şey var diyorum yaa boşuna demiyorum, daha ayrıntılı bilgi için bknz: google, malum her şeyi benden beklersen "hazıra dağ dayanmaz" der, gülerim ;) Bu arada filmin müziklerini dinlemeyi sakın unutmayın... İnternet sitesini de şahsen orjinal bulduğumu söyleyebilirim hatta film müziklerini yine filmde olduğu gibi bir müzik kutusundan ufak ufak dinleyebiliyorsun.

Ps: Bel ağrımın zirve yaptığı, rüzgar ve yağmur sesinin anlamsızca keyif verdiği, yorgun bir gecede ilk LİNK'i şu an dinlediğim, diğer LİNK ise V'nin yanılmıyorsam iki sahnede çaldığı, bu ses nasıl bir şey diye dinlediğim şarkı. İki ses de büyülüdür, dikkat!!


2 yorum:

zerO dedi ki...

Birçok üniversitede öğrencilere V for Vedetta'yı izletip, sonrasında sohbet etmek, benim için her zaman esşiz bir deneyim olmuştur. Benim için filmin özel anlarından biri de: "Sanatçılar gerçekleri anlatmak için yalana başvurur, politikacılar ise gerçekleri örtmek için" sözüdür.

Uzun süredir aklımda olan bir konuydu, V üzerine yazmak. Yazını çok beğendim. Teşekkür ederim.

V'nin Evey için tasarladığı deneyime en yakın tecrübelerimi bu yıl Outlook ve Essence seminerlerinde yaşadım. Senin de büyük keyif alacağını düşünüyorum.

pinky dedi ki...

Kesinlikle etkileyici replik, etkileyici film... Filmin değerini bilen biri tarafından yazının beğenilmesi de tabiki ayrıca hoşuma gitti :) Bu seminerleri daha önce de duymuştum, araştıracağım. Teşekkürler...

Yorum Gönder