Sayfalar

2012-07-02

Yazı bilmem, Kış aşkı samimidir...



Kendimizi bildik bileli bir yaz aşkı muhabbetidir gider; üzerine şarkılar, şiirler yazılan bu yaz aşkı işini düşününce çok anlamlı bulmadığımıza karar verdik.

Geçen gün birinin attığı tweet üzerine konuştuk seninle bu konuda. Yaz mevsiminin hormonlar üzerine etkisi konusu tartışılmaz bunda hem fikiriz tabii bu süreç baharla birlikte başlar... Konu oradan oraya şarabın da etkisiyle bizleri atarken yazın başlayan aşkların uzun soluklu olmadığı gerçeği ile karşı karşıya kaldık. Bunun üzerine yapılmış ciddi araştırmalar var. Bunu da hiç anlamam ya, bir kitle adam durup durup gerekli gereksiz bir şeyler araştırır bunları da aylık sabun köpüğü içerik ararken derginin bittiği ekiyle birlikte 200 sayfalık dergilere sonuçlarını yazarlar. Neyse :) Sen bu istatistiklere hiç takılmadan kendi hayatını söyle bir gözden geçirdin ki tezin gerçekliği tarafınca da onaylandı.

Hah başlarken dedim tweeti söylemedim daha "bu sıcakta sarılarak uyuyorsa aşıktır".. Senin yorumun hiç o kadar aşık olmadım çok şükürdü, bense yine sarılmanın klimayla bir ilgisi olmalı diyorum :)

Yazın aşk sokaklarda, konserlerde, plajlarda falan sürekli dış mekanlara kendini atmak suretiyle halka açık yaşanır aşk.

Peki neden Kış'a doğru biter diye de düşünmedik değil, tamam itiraf ediyorum işimiz gücümüzün olmadığı bir keyif anıydı ayrıca yeterince dünyayı kurtaran adam var onların yanında kalabalık etmeyelim dedik.. Aslında o dergilerde saçma sapan istatistikler yapan adamlar var ya heh işte onlardan biriyim :) Onların içerik sağlayıcısıyım ya da bu yazıdan sonra olabilirim :)


Konuya dönüyorum yine Kış insanı gerçeklere döndürür, bütün yaz o bar senin o konser benim tozu toprağa kattığın insanla artık iç mekanlara geçme zamanıdır. Hormonlar yatışmış, tatlı bronzluk gitmiş, hava grileşmeye başlamıştır.... Umutsuz..  Konuşacak çok konu yoktur, kara kaş kara göz bir yere kadar; yahu sanki yazın daha mı güzel/yakışıklıydı diyen iç sesini yapay gülümsemenle örtmeye çalışsan da sonuçsuz bir yerden sonra raylar gevşer ve gülümseme biter...

Evet itiraf etmeliyim Kış aşklarını samimi bulanlardanım.. İnsan bilincini sarhoş eden aşk tüm yalpalamalara rağmen ayaktadır...

Kışın aşk şefkatli ve işlevseldir. Mesela elin üşüdüğünde zevkle seni ısıtan biri vardır yanında ve sarılarak uyumanın keyif verir. Sabah içilen mis gibi demli çayın, sucuklu yumurtanın (fena canım istedi) kokusuyla öperek davet ettiği gerekli günler ve haftalar..

Düşün mesela yazın nemli ve sıcak havadan yaşamak istediğin konusunda kuşkuyla klimalı bir ortamdan içeri girdiğinde içerideki soğuk hava ile yaşadığın sersemliği... Soğuk havada ise ısınınca duyduğun mutluluğu ve yüzündeki zevk gülümsemesini, kedi gibi :)

Az önce değerli bir dostum İngiltere'den anlık bir kare paylaştı. Normalde ona söyleyeceğim ilk cümle yazık sanayken cevabım keşke orada olsamdı... Üzgünüm tüm kış yaz gelsin diye ağlayan dostlar...

Vee sonunda değerli bir diğer arkadaşım konuya noktayı koydu "kışa kadar dost kalalım".. Sanırım katılıyorum..

PS: Dinlediğim şarkı da (LİNK) nasıl gider yazın keyif veren güneş batışına :) Hah söylemeyi unuttum yaz akşamüstlerine bayılırım....Bu arada yazdıklarıma bakma anlık, hayat süprizlerle dolu.. Açık ol, tavsiyem sadece tüketmek için yaşama!...




0 yorum:

Yorum Gönder